8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Sakarya’dan yükselen seslerle, yüreklerde yankılanan mesajlarla anılıyor. Bu özel günde, toplumun her köşesinden yükselen beklentiler aynı noktada birleşiyor: Anlamak.
Bu günün anlamı, aslında bir acının, bir direnişin simgesi. 8 Mart 1857’de New York’ta, daha iyi koşullar için greve giden 40.000 dokuma işçisi kadının çığlığıyla başladı her şey. Polis saldırısı, fabrikaya kilitlenen kapılar ve ardından gelen yangın… 120 kadın işçinin feryadı, bir umut ışığına dönüştü.
1908’de New York’ta başlayan o karanlık günde, kadın işçiler eşitlik ve adalet için haykırdılar. Fabrikatörlerin acımasızlığı, onları diri diri ateşe attı. Bu trajedi, dünyayı sarstı ve kadınların özgürlük mücadelesinin fitilini ateşledi. 1910’da Kopenhag’da Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü ilan edildi. Artık bu gün, sadece bir anma değil, kadınların azminin, cesaretinin ve değişim gücünün sembolü.
Ne yazık ki, her 8 Mart’ta aynı sorunlar yankılanıyor: Kadına şiddet, cinayetler ve adaletsizlik. Politikalar yetersiz kalıyor, beklentiler karşılanmıyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, kadın haklarının korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetin ve cinayetlerin son bulması, ayrımcılığın ortadan kalkması için çağrılar yükseliyor.
Toplumun her kesiminden anlamlı mesajlar geliyor: “Kadın isterse her şeyi yapar,” “Dünyadaki her şey kadının eseridir.” Kadınların siyasî, sosyal ve ticari hayattaki rolü vurgulanıyor, kadın haklarına verilen değerin bir toplumun uygarlık göstergesi olduğu hatırlatılıyor. Girişimci ruhlu kadınlara destek olunması isteniyor.
Siyaset, iş dünyası ve spor alanlarındaki başarılı kadınlar, kadın emeğinin hayata katılmasının önemini vurguluyor. Kadınların öz değerinin ve haklarının bilincinde olunduğu, şiddetle mücadelede küresel bir anlayışın hakim olduğu bir dünya özleniyor. “Kadın, bir aileyi, toplumu, dünyayı değiştirebilir; yeter ki kendine inansın, içindeki gücü fark etsin” mesajları umut veriyor.
Kadın-erkek eşitliği tartışmaları sürerken, ilahî kelam yankılanıyor: “Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık.” Veda Hutbesi’nden yükselen ses ise şöyle diyor: “Kadınlar, size Allah’ın emanetidir.”
8 Mart’ta kadınları sadece kutlamak yetmez, onları anlamak gerek. Eğer erkek “adam” ise, her gün kadınlar için 8 Mart’dır.
Levent BAYRİ