‘Radyoloji çalışanları hukuki anlamda korumasız kaldı!’

Paylaş:

25 Haziranda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Radyasyon alanlarında çalışanların fizik koşulları ve özlük hakları konularında tanımlarının olduğu nizamname kaldırılması üzerine Türkiye’de farklı illerde benzer amaç ve hedeflerden olan dernekler ortak bir basın açıklaması yaptı. 

STK’lar adına açıklamayı ÇASEMDER Başkanı Ulviye Çalıdağ’ın gerçekleştirdiği online olarak düzenlenen toplantıya; Çanakkale Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği (ÇASEMDER) Radyoloji Çalışanları Komisyonu, Tüm Sağlık Çalışanları Derneği Genel Merkez (TÜSÇAD), Tüm Sağlık Çalışanları Derneği Ankara Şubesi, Tüm Sağlık Çalışanları Derneği İzmir Şubesi, Tüm Sağlık Çalışanları Derneği Ordu Şubesi, Tüm Sağlık Çalışanları Derneği Diyarbakır Şubesi, Tüm Sağlık Çalışanları Derneği Yalova Şubesi ve Sakarya Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği (SASÇED) katıldı.

STK’lar adına açıklamayı ÇASEMDER Başkanı Ulviye Çalıdağ, “Bir gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 1939 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Radyoloji Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname’nin yürürlükten kaldırıldığını öğrenmek çok şaşırtıcıydı. bilindiği üzere Radyoloji; radyasyonun, hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanımı ve bu amaçla geliştirilen teknik ve yöntemleri konu alan bir bilim dalıdır. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağlıklı yaşam kalitesini artırdığı kuşkusuzdur. Ancak; teknolojik gelişmelerin birçok yararı yanında, bazı olumsuz etkileri de olduğu bilinmektedir. Bilmeliyiz ki radyasyon vitamin değildir. Hiçbir duyu organımızla hissedilmeyen, ancak özel olarak üretilmiş dedektörler ile tespit edilebilen radyasyon özel korunma önlemleri alınmadığı takdirde maruz kalındığında vücutta ölüme kadar varabilen ciddi etkiler yaratabilmektedir. Bu etkiler radyasyon yanıkları, katarak, kısırlık, kanser ve genetik bozukluklardır” dedi.

“ÖZLÜK HAKLARINI BELİRLEYEN DÜZENLEMELERİ İÇERMEKTEYDİ”

Çalıdağ, “Dünyada 1895 yılında X-ışınlarını bulan, ilk olarak eşinin el grafisini görüntüleyerek tıp alanında uygulanmasını sağlayan, fizik profesörü  Wilhelm Conrad Röntgen aynı zamanda, X-ışınlarını radyografilerde ilk uygulayan radyoloji çalışanı olarak tarihe geçmiştir” bilgisini veren Çalıdağ, “Ülkemizde İstanbul’da 1897 yılında tetkik amacıyla kullanılmaya başlayan X ışınları 1900’lü yılların başlarında kanser hastalarının tedavisi içinde denenmeye başlanmıştır. 6.5.1939 tarih 4201 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 25.06.2021 tarih 21522 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlükten kaldırılan bu tüzük, radyasyon ile çalışanların şua izinleri başta olmak üzere, radyasyondan korunma tedbirlerini ve radyoloji departmanlarının hangi özellikte ve standartlarda olması gerektiğini düzenleyen önemli bir mevzuattı. Bu mevzuat, röntgen ışınlarının yani radyasyon kullanılan yerler ile her türlü elektrikli tedavi aletlerinin kullanıldığı binaların özelliklerini, bu işlemlerin yapıldığı yerlere komşu alanlarda çalışan kişilerin radyasyondan korunması için alınacak tedbirleri, kullanılan cihaz ve aletlerin özelliklerini, bu cihazları kullanan tekniker, teknisyen, hekim ve radyoloji alanında çalışanların çalışma şartlarını, radyasyondan korunma ve özlük haklarını belirleyen düzenlemeleri içermekteydi” ifadelerini kullandı. 

“BU MEVZUATIN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”

Çalıdağ, “Söz konusu mevzuatın yürürlükten kaldırılması yerine dilinin daha anlaşılır bir hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Çalıdağ, “Mevcut bilimsel gelişmeler ışığında bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Alanında uzman profesyonel disiplinlerin de olduğu bir bilim kurulu çalışmasıyla tekrar düzenlenebilirdi. Bunu yapmak yerine adeta meslek örgütlerinden habersizce ve kaçırırcasına bir gecede kaldırılarak, hak gaspına varan kayıplar yaratılması radyoloji alanında çalışanlar arasında çok büyük üzüntü yaratmıştır. Eski de olsa, yerine uygun düzenlenmiş bir mevzuat koyulmadan bu mevzuatın yürürlükten kaldırılmasını doğru bulmuyoruz. 

Radyoloji çalışanları hukuki anlamda korumasız kaldı. Yakın geçmişteki tecrübeleri hatırlayacak olursak; Sağlıkta Dönüşüm Programı ile radyoloji görüntüleme hizmetlerinin büyük bir bölümü özelleştirilerek hizmet alımı adı altında taşeronlara verilmiş durumda. Buralarda çalışan sağlık personeli radyoloji çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları taşeronlar eliyle gasp edilmekte ve gasp edilmeye açık hale gelmektedir. Pek çok sağlık çalışanı gibi radyoloji çalışanları da pandemi sürecinin başından itibaren Sağlık Bakanlığının görünmez kahramanları oldu. Tanı, teşhis ve tedavi basamaklarının her birinde aktif bir şekilde mesleğin getirmiş olduğu her türlü görevi özveriyle tamamladı, hatta aktif olarak çeşitli görevlerde ( pcr sürüntü örnek alımı, filyasyon gibi) bulundu. Radyasyon riski altında ve personel eksikliğine rağmen yoğun bir şekilde çalışan radyoloji çalışanları kanser dahil birçok hastalıklarla karşı karşıya kalmaktadır. Radyasyon ile çalışan radyologlar, radyoloji tekniker ve teknisyenlerin fiili hizmet gibi özlük hakları hep hak kaybına uğramıştır” şeklinde konuştu.

“SAĞLIK İZNİ KANUNEN VERİLEN HAKTIR”

Çalıdağ, “Sağlık çalışanlarının yararına ve toplum sağlığını önceleyen bir çalışma yapılmadığını düşünmekteyiz. O nedenle eski de olsa, dilini anlamakta zorluk yaşasak ta bu tüzüğün yerine bir mevzuat konulmadan kaldırılmasını doğru bulmuyoruz. Endişeleniyoruz! Çünkü her bir mevzuat değişikliği ile birçok hakkımız ya kısıtlanıyor ya da tamamen kaldırılıyor. Bu mevzuatın kaldırılmasının da taşeron lobisine ve şehir hastanelerini işleten ve özel hastane sahipleri sermaye patronlarının taleplerine ve çıkarlarına hizmet edeceğini düşünmekteyiz. Yeni yönetmelik taslağında şua izni kullanılması radyoloji komitelerine ve başhekimlerin inisiyatifine bırakıldığına ilişkin duyumlarımız bulunmaktadır. Sağlık izni kanunen verilen haktır. Herkes için eşit olarak uygulanmalıdır. Sağlık çalışanlarının üye olduğu dernekler olarak konuyu çok yakından takip ettiğimizi ve radyoloji çalışanlarının haklarını geriletecek, kısıtlayacak her türlü uygulamaya karşı olacağımızın bilinmesini istiyoruz” diye belirtti.

TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİLER

ÇASEMDER Başkanı Ulviye Çalıdağ, talepleri ise şu şekilde sıraladı: “Sağlık Bakanlığı ivedilikle yürürlükten kaldırılan bu mevzuatın yerine tüm tarafların katılımıyla (radyologlar, radyoloji teknikerleri ve teknisyenleri, fizikçiler, nükleer tıp uzmanları, radyoterapi çalışanları, sendikaları ve sağlık meslek örgütleri) yeni bir düzenleme yapmalıdır. Bilimsel veriler ışığında günümüz görüntüleme teknolojisine uygun düzenlemelerin yapılmasını, radyasyon ile çalışan sağlık personelinin şua izinleri, fiili hizmet ve çalışma süresi gibi haklarının olumlu yönde geliştirilmesini sağlayan hukuksal düzenlemelerin yapılmasını, radyoloji çalışanlarına kamuda veya özel sektörde çalıştığına ilişkin ayrım yapılmaksızın yukarıda bahsettiğimiz iyileştirmelerin eşit olarak uygulanmasına, radyoloji çalışanlarının haklarını, görevlerini, yetkilerini ve sorumluluklarını belirleyen düzenlemenin ivedilikle hazırlanmasını, radyoloji, nükleer tıp ve radyoterapi alanında personel eksikliğini gidererek iş yükünü azaltacak şekilde istihdam yapılmasını talep ediyoruz.” 

RADYASYON VİTAMİN DEĞİLDİR..

Ortak kararla açıklamada bulunduğumuz basın metnimizi sizlerle paylaşırken emeği geçen TÜSÇAD Genel Başkanı sayın Metin Altundal ve bağlı bulunan şube başkanlarına…

ÇASEMDER  Yönetim Kurulu ve ÇASEMDER Radyoloji Çalışanları Komisyonu adına Dernek Başkanı Ülviye Çalıdağ’a birlik ve beraberliğimizden dolayı çok teşekkür ederiz.

SASÇED Yönetim Kurulu adına Dernek Başkanı Mahmure Çolak.